BURSA OBEZİTE VE DİYABET CERRAHİSİ 📞+90 530 22 66 999
BURSA OBEZİTE VE DİYABET CERRAHİSİ 📞+90 530 22 66 999
Özofagus (yemek borusu) farinks (yutak) ile mide arasına yerleşmiş bir organ olup alınan gıdanın mideye götürülmesini sağlar.
Özofagus kanseri görülme sıklığı coğrafi bölgelere göre değişiklik gösterir. En sık görülen tipleri squamöz hücreli karsinom ve adenokarsinomdur. Uzakdoğuda squamöz hücreli karsinom daha sık görülürken, gelişmiş ülkelerde adenokanser daha sık görülür. Hastalık ülkemizde doğu illerinde daha sık görülmektedir.
Özofagus kanseri gelişiminde bazı risk faktörleri mevcuttur. Tütsülenmiş gıdalar, nitrit içeren gıdalar (konserve, turşu), sigara ve alkol kullanımı, çok sıcak gıda tüketimi, radyasyon, ileri yaş ve erkek cinsiyet bilinen risk faktörleridir. Yine Barrett özofagus (özofagus alt kısmında reflünün yarattığı tahribata bağlı hücre yapısının mide hücre yapısına dönüşmesi) adenokanser gelişim riskini belirgin şekilde artırır.
Aynı şekilde özofagus yutma bozuklukları, darlıklar (özellikle koroziv madde içimi sonrası), HPV enfeksiyonları kanser gelişim riskini artırır.
Özofagus kanserinin belirtileri yutma güçlüğü, kilo kaybı, iştahsızlık (anoreksi), kanama ve çevre organ tutulumlarına bağlı belirtilerdir. Özofagusun dış katının olmaması nedeniyle genellikle belirtiler geç dönemde ortaya çıkar, çevre organ tutulumu sık olur.
Özofagus kanserinin tanısında altın standart üst gastrointestinal endoskopidir. İşlem sırasında biopsi alınabilir. Evreleme için bilgisayarlı tomografi yapılarak lokal tutulum, lenf nodlarının durumu ve olası uzak organ metastazları değerlendirilir. Şüpheli durumlarda PET katkı sağlar. Son yıllarda ise evreleme amaçlı Endoskopik Ultrasonografi (EUS) değer kazanmıştır.
Özofagus kanserlerinde tedavi tümörün evresi ile ilişkilidir. Aynı zamanda uygulanacak tedavi tümörün yerleşimi ile de ilişkilidir. Hastanın yaşı, sağlık durumu, hastalığın yaygınlığı yine uygulanacak tedaviyi belirler.
Özofagus kanserlerinin yaklaşık % 8’i servikal (boyun) özofagus kısmında bulunur. Bölgenin anatomik komşuluğuna bağlı olarak bu bölge tümörlerinde larinks, ana damarlar veya trakea (nefes borusu) tutulumu sık görülmektedir. Tedavi için özofagolarinjektomi gibi radikal cerrahiler, sterotaktik radyoterapi ve takiben kemoterapi önerilen/uygulanan tedavilerdir.
Özofagus kanserlerinde rezeksiyonla beraber lenf nodu diseksiyonuda yapılmalıdır. Cerrahi sırasında midenin bir kısmı da çıkarılarak mide tüp haline getirilir ve çıkarılan kısmın yerine konur ve yeni ağızlaştırma yapılır.
Bugün bu ameliyatı torako-laparoskopik özofajektomi adı verilen yöntemle kapalı olarak yapmaktayız. Göğüs boşluğu üzerinde 3, karın üzerinde açılan 4 küçük delikten yapılan ameliyat sonrası hastalar 2 büyük kesikten korunmaktadır ve böylece çok hızla iyileşme sağlanmaktadır.
Torako-laparoskopinin daha az ağrı, normal hayata hızlı dönüş gibi avantajları ile beraber akciğer komplikasyonları oldukça azalmaktadır. Yaklaşım laparoskopik olup cerrahinin tüm basamakları (mideden yeni yemek borusu yapılması, yemek borusunun çıkarılması, lenf nodu diseksiyonu) laparoskopik olarak gerçekleştirilir.
Metastatik hastalık veya çevre organ tutulumu varlığında ise palyatif kemo-radyoterapi uygulanır. Yutmanın sağlanması amacıyla yemek borusu içine stentler yerleştirilebilir. Mümkün olmayan hastalara ise laparoskopik beslenme jejunostomisi açılabilir.
Telif Hakkı © 2024 www.ayhankayaoglu.com - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Destekli